22 Haziran 2011 Çarşamba

Boyanan peçetelikler kullanıma hazır





Bu peçetelikler de yazlığa gidiyor.

Bıcır bıcırlar değil mi =)

Mama kutuları oldu toka kutuları =)






Aşağıdakiler de hamur kabartma tekniğiyle yapılan kutular;






Resimlerin üzerine watermark eklemek güzel ama uğraştırıcı olduğundan artık görüldüğü üzere uğraşmıyorum.

Bu kutular aslında Demir'in mama kutularıydı taa ki ben boyayana kadar :)

Üzerlerine sevimli melekleri dekopaj tutkalıyla sabitledim ve süper eğlenceli malzeme kutularına dönüştüler.


Hediyelik tepsiler sahiplerini bekler














Malum yaz geldi.
Ve tatile sayılı gün kaldı.
Yazlığa gitmeden cici birşeyler hazırlamak istedim ve bu tepsiler ortaya çıktı.

Solda bulunan tepsiyi öncelikle mor renge (resimde parlıment mavisi gibi çıkmış) boyadım
Üzerine internetten bulduğum güzel bir resimi dekopaj tutkalı ile yapıştırdım.
Tabiki son olarak vernikleri de unutmamak gerekir :)

Diğer tepsiyi de aynı yöntemle yaptım.

Şimdilik hazır ve nazır olarak gitmeyi bekliyorlar bakalım kim olacak sahipleri =)

19 Haziran 2011 Pazar

Due Date


Çok eğlendim izlerken.

Bir karışıklık ile başlayan 2 adam ve bir köpekten oluşan bir yolculuk serüveninden oluşuyor.

Film bazı sahnelerinde kahkaha attığı hatırlıyorum.

Güldürme denilince insanların aklına bel altı gelmesine rağmen bel altı kullanılmadan eğlendiren ve güldüren bir film.

5 üzerinden 4 yaprak ile değerlendirdim.

Karayip Korsanları: Gizemli Denizlerde ( Pirates Of The Caribbean: On Stranger Tides)




Bu filmin 3 boyutlu olanını izledim ki izlemez olaydım :((

Filmin ilk 2sin izlemiştim. O zaman da çok sevmemiştim açıkcası:(

Bu sefer 3 boyutlu denmesine rağmen filmde hiç bir 3 boyut hissiyatı oluşmadı maalesef.

Sadece alt yazılar 3 boyutluydu. Gözlüğü çıkardığımda görüntüde bulanıklık olmuyordu genelde.

Kısa ve öz olarak standart bir Jack Sparrow flmi ve beğenmedim.

Değerlendirmeye tabi tutarsak 5 üzerinden 1 yaprak :(

18 Haziran 2011 Cumartesi

Peçete dekopaj ile tepsi tasarımı

Daha önce kullandığım peçeteleri kullanarak tepsi üzerine çalışma yaptım.

Öncelikle tepsiyi beyaz akrilik boya ile boyadım.

Kuruduktan sonra gül desenli peçeteyi , peçete dekopaj tutkalı kullanarak tepsiye sabitlenmesini sağladım.

Son olarak tabiki de sprey vernik ile 4 kat vernikledim.



Tepsi

Buzdolabı süsü (Harf ile süslenmiş)




Aslında uzun zaman oldu bu hediyeyi alalı ama resmini ancak yayınlayabildim :(

Sevgili Özge'ye çoook teşekkür ederim.

17 Haziran 2011 Cuma

Knight And Day (Tom Cruise& Cameron Diaz)











Yakın zamanda izlediğim bir filmdir kendisi.

Komedi ve macera dalında olduğu söylenmesine rağmen çok güldüğümü söyleyemem.

Cameron Diaz'ın özellikle yüzünün ne kadar yaşlandığı dikkat çekmektedir.

Cameron'a bence bu film biraz hızlı gelmiş ya da kendisi filme yavaş gelmiştir.

Enerji pili üzerine kurulu filmin aksiyonu idare eder ama yeterli değildi.

5 yaprak üzerinden 3 yaprak ile değerlendirdim.

15 Haziran 2011 Çarşamba

Havluya keçe ile süs işlemek

Geçen gün bir arkadaşıma yeni bebeği olduğu için ziyarete gidecektim.

Giderken cici bir şeyler götürmek istiyordum fakat böyle dönemlerde genellikle çok hediye alındığından (özellikle kıyafet) farklı bir şeyler oluşturmak istedim.

Kızılay'a gittiğimde aldığım üzerinde desen bulunmayan mutfak havlularından almıştım.

Mor renkli keçenin üzerine daha önceden kağıda oluşturduğum kedi desenini koyarak kestim ve pembe renkli havlunun üzerine diktim.(Dikişi elimle yaptım).

Kağıt üzerine çizdiğim kuş motifini beyaz havluya diktim. Fakat çok sade olduğunu farkettiğim için üzerine bebeğin ismini yazdım.


Öncelikle şekilleri keçe kullanarak kestim.
Böylece dikilmeye hazır keçe kuş ile kedim hazır oldu.


Öncelikle kuşu diktim.



Tek başlarına çok sade gelince isimle devam ettim.




Hediye olarak götürdüğüm arkadaşım görünce çok mutlu oldu, dolayısıyla ben de çok mutlu oldum.

Kaneviçe (goblen) kullanarak hazırladığım tablolar

Çok uzun zamanımı aldı son çalışmalarım bu nedenle hemen yazamadım :(

Bauhouse'da gördüğüm hazır kaneviçe tabloları (25*35 cm ebadında yanılmıyorsam) büyük bir merakla incelerken yakın arkadaşımın beni gaza getirmesi neticesinde aldım.

Üzerinde çiçek motifi basılı olan gobleni işlemek için birazcık internette araştırma yapmam gerekti.

      

Çok zor olmadığını görmek açıkcası içimi rahatlattı desem yalan olmaz =)

Araştırmalarıma göre öncelikle en üstten başlamak gerekiyordu.

Fakat haylaz olduğumdan olsa gerek ben tam ortasında bulunan çiçek desenlerinden başladım =)

Tek yönlü çapraz gidilmesiyle oluşan şeklim bitince çok güzel göründüğünü farkettim.

Tablom bitti diye sevinirken etrafında bulunan kısmında işlenmesi gerektiği gerçeği beni hüsrana uğrattı malesef:((

Neyseki tek renk olması hızlı bir şekilde bitmesini sağladı.






Velhasıl daha da gaza gelip gidip yeni bir tane daha aldım ve onu da kısa sürede işledim.

Ve güzel tablolarımı anneme hediye ettim.


              




El emeği, göz nuru çok kıymetli olurmuş neden olduğunu şimdi çok daha iyi anlıyorum :)   

İncir Reçeli (Yönetmen: Aytaç Ağırlar)








  • 2010 yapımı, drama ve romantik olan filmin yönetmenliğini Aytaç Ağırlar yapmış.

Filmin resmi internet sitesi www.incirreceli.com

Yaklaşık 1 saat 30 dakika süren filmde dramatik olarak bir aşk hikayesi anlatılıyor.

Filme 5 üzerinden 4 yaprak verdim. (Filmleri kendi oylamam neticesinde 5 üzerinden bir değer veriyorum)

Filmin başrolünde Melike Güner ile  Sinan Çalışkanoğlu oynuyor.

Etkileyici sahneleri var.

Başroldeki hatunun incir reçeline olan düşkünlüğü filmin ana temasını oluşturuyor.

Tüyleri diken diken yapan izlenesi bir filmdir.

Uçurtma Avcısı (Halit Hüseyni (Khaled Hosseini))




Çok tavsiye üzerine elime okumak için aldığım büyük bir keyifle okurken çok yakın (çocukluk arkadaşı olan iki veletin) birinin tecavüze uğrarken diğerinin saklanması gibi  hoşuma gitmeyen ve etik bulmadığım bir sahnesi için okumayı yarım kestiğim kitaptır.

Benim gibi duygusalsanız başka kitap okumakta yarar var.

Ne haliniz varsa gülün (Mine Sota)



Yazarın ismini ilk gördüğümde Minnesota mı acaba diye geçirdiğim sonra yok olamaz canım belli ki Mine Sota dediğim yazarın eğlence kategorisinde paylaştığım naçiz kitabıdır.

Ne hayaller kurduydum aslında okumaya niyetlendiğimde.

Sanırdım ki kahkahalar atacağımı fakat yanıldım :(

Bazı kısımları günümüz çarpıklıklarını yansıtıyor.

Ama yeterince sürüklenemedim maalesef.

Bitsin de diğer kitaba geçeyim hevesiyle bitirdim açıkcası.

Neyse nasip belki başka bir kitabından daha farklı duygularla ayrılırım yazarım.

Göreceğiz..

Süpermen Türk Olsaydı Pelerinini Annesi Bağlardı (Ahmet Şerif İzgören)



Bu aralar sanırım Ahmet Şerif İzgören kitaplarına taktım :)

Bu kitabı çok eğlenceli ve sürükleyici buldum.

Günlük olarak ders alınması gereken çok güzel örnekler vermiş yazar.

Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az .... :)

Türk örf standartlarından alıp bizi modern günümüze sürüklüyor.

Beğendim ve tavsiye ederim.

Şu hortumlu dünyada fil yanlız bir hayvandır (Ahmet Şerif İzgören)



Çok eğlenerek bir solukta okuduğum bir kitap olur kendisi.

Hatta zaman zaman okunması ve tekrarlanması gerektiğini düşünüyorum.

Ders çıkarabilenler için yararlı olabilir fakat okumuş olmak için okunmamalı kesinlikle.

Okurken kimi zaman kahkaha attığım kimi zaman düşündüğüm başucu niteliğinde bir kitap kesinlikle tavsiye ederim.

Daha önce belirtmiştim yazarın kitap serilerinde beğenilmediği taktirde kitap iade hakkınız bulunuyor.

Ama okumaya başladıktan sonra zaten elinizden düşürmeyeceğinize inanıyorum ;)

Hıdır Kişisel Gelişiyor (Ahmet Şerif İzgören)




Ahmet Şerif İzgören'in bir kitabı daha bitti.

Açıkcası bu sefer bir önceki kitap kadar eğlenceli bulmadım.


"Şu hortumlu dünyada fil yanlız bir hayvandır" kitabını okuduktan sonra bu kitabını  okumaya karar vermişti. Ama açıkcası beni şaşırttı :(

Ahmet Şerif İzgören'in yazdığı kitapların çoğu ücret iade garantili olarak satılmaktadır. Ama açıkcası ben kitap beğenilmese de yazara emeği doğrultusunda saygı gösterilmesi gerektiği kanaatindeyim.

"Ferrarisini Satan Bilge" kitabından çok sayıda alıntı yapılmış. Yazar kitabı okumadığını belirtiyor peki o paragrafların ne işi var ozaman kitapta? Ben de bunu anlayamadım. Kaldı ki alıntılar anlattığı karakterle alakalı değil yakından ya da uzaktan.

Hıdır isimli bir devlet memurunun kişisel gelişiminden bahsediyor, olayları eğlenceli anlatmış fakat her konu başındaki alıntılar boşa zaman kaybettirmiş gibi görünüyor.

14 Haziran 2011 Salı

Alışverişkolik ve Bebeği (Sophie Kinsella)




Elimden düşürmeden çok kısa bir sürede okuduğum çok eğlenceli bir kitap.

Yazın geldiğini de düşünürsek kısa zamanda okunabilecek ve beyni çok fazla yormayacak güzel ve eğlenceli bir kitap olduğunu düşünüyorum.

Hikayede Becky isimli bir hatun malum adı üzerinde hamile bir döneminde yaptıklarını anlatıyor. Çok fazla detay vermek istemiyorum meraklıları için Sophie Kinsella'nın bu kitabını öneriyorum.

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...