13 Haziran 2012 Çarşamba
Ev kredilerinde ödenen dosya masrafı ücretleri iade ediliyormuş!
Ev kredisi çekerken bankalar tarafından alınan dosya masrafı ücretinin iade edildiğini babamdan duymuştum. İnternetten araştırdığımda ekpertiz ücreti ile dosya masrafının iade edilebileceğini öğrendim. Öncelikle bankaya giderek durumu öğrenmek istedim. Banka görevlisi Tüketici hakları mahkemesine başvurarak bu paranın iadesini alabileceğimizi söylediğimizde"Yok öyle birşey" demekle yetinmedi üzerine "Biz de sizi mahkemeye veririz bizden bu parayı tüketici hakları mahkemesi yoluyla alırsanız" dedi.
Azcık araştırma ile ilçe tüketici hakları hakem heyetine gittim ve daha kapıdan içeri girmezden evvel duvarda asılı dosya masrafı iadesi dilekçelerini gördüm. İçeri girip görevli beyden bir dilekçe alarak doldurdum ve dosya masrafının iadesini talep ettim. Görevlinin söylediğine göre 3-4 ay içerisinde %99 olumlu sonuçlanarak dosya masrafı ücreti iade ediliyormuş. Ekspertiz ücretinin yasal olduğu konusunda bildirim olduğundan dolayı bu konuda başvuru dilekçesini bile kabul etmiyorlar gibi bir şey. Velhasıl şuan ödemekte olduğunuz bir kredi var ise ya da aynı durum yakınlarınız için de geçerli ise bu ufak detayı onlara da hatırlatmakta yarar var ;)
4 Haziran 2012 Pazartesi
Şişşşşşşşt
Tatilden döndüm de birşey yapmıyorum zannetmeyin valla çatır çatır çalışıyorum!
Geldiğimden beri evi eşyaları düzenlenmekle geçirdim.
Ve bugün yemek sonrasında kendimi balkona atarak birkaç ahşap objeyi beyaza boyadım fakat fotoğraflayamadım =(
Neyse efendim bu sefer de bitmiş hallerini yayınlarım =)
Öpüyorum sizi çok!
Geldiğimden beri evi eşyaları düzenlenmekle geçirdim.
Ve bugün yemek sonrasında kendimi balkona atarak birkaç ahşap objeyi beyaza boyadım fakat fotoğraflayamadım =(
Neyse efendim bu sefer de bitmiş hallerini yayınlarım =)
Öpüyorum sizi çok!
3 Haziran 2012 Pazar
Sorun Bende Değil, Sende
Bu serinin kitaplarını okumaya başladığımdan beri ağzım biraz bozuldu!
Bu kitapta kendisini terk eden 4 yıllık sevgilisinde sonra görüştüğü erkek tiplemelerinden bahsediyor yazar. Buluşmalar, flörtler ve herkesin dillendiremediği gerçekleri açıkça ifade ediyor yazar. Günümüzde her ne kadar Türk örf adetine uygun bir yaşam tarzı olmasa da okuduğumuz kitaplardan bu şekilde yaşayan ve ilişkisi bulunan ne kadar çok insan olduğunu farkedeceksiniz.
Her tatil mutlaka evde bitermiş =)
1 hafta süren tatilin sonuna gelmiş bulunuyoruz. Söylemesi ayıptır yedik, içtik ve bol bol gezdik.
Nereye gittiği söylememiştim değil mi?
O zaman hemen kısa bir bilgi vereyim.
Tatilimizi Kıbrıs'ta geçirdik.
Gitmeden önce otel ve araç rezervasyonlarını yaptırmıştık dolayısıyla organizasyonda sekme olmadı diyebiliriz.
Şimdi sizlere aslında çok kullanılan(Ben ilk defa kullandım) fakat reklamını hiçbir yerde görmediğim bir hizmetten bahsedeceğim. Eğer büyük bir şehirde yaşıyor fakat aynı zamanda şehir merkezinin çok uzağında yaşıyorsanız sabah erken saatlerde hava alanı gibi şehir dışında konuşlanan uzak birimlere ulaşmanız için bankaların çıkarttığı bir hizmet bu. İsmi "Shuttle Service" olarak geçiyor. Ben bugüne kadar hiçbir yerde rastlamadım ve internet araştırması sonucunda ulaştım. Ben Garanti Bankası'nın müşterisiyim ve Garanti Bankası Secure Drive firması ile anlaşmış bu hizmetin verilmesi için. Belirli bir ücret karşılığında büyük konforlu siyah bir araç gelip sizi evinizden alarak hava alanına bırakıyor ve bu sayede ulaşımınızı sağlıyor. Gelen araç şöförü ile konuştuğumuzda bu hizmetin oldukça sık kullanıldığını hatta kendi kullandığı aracın ayda üç defa servise girerek bakım yaptırdığını ilettiğinde oldukça şaşırdım. Demekki oldukça yaygın bir hizmetmiş diye düşünürken bir yandan da nasıl hiç haberim olmadı acaba diye kendimi alamadım. Neyse efendim diyeceğim şu ki çok yararlı ve faydalı bir hizmetmiş biz oldukça memnun kaldık ve herkese de tavsiye ediyorek yolumuza devam ediyoruz ;=)
Hava alanına vardığımızda Başpınar Rent a Car isimli firmadan kiraladığımız 2011 model bir Ford Fiesta bizi bekliyordu. Direksiyon tabiki de sağ taraftaydı :=) Daha önceden üniversiteyi okuduğum için sol trafiğe alışık olduğumdan eşim alışana kadar gezintilerde direksiyon salladım. Bu arada bu araçtan da azcık bahsedeyim. Yakın çevrelerimce Opel markasına olan sevdam bilinir. Hatta uzun süredir de Opel kullanıyorum. Kendi aracımla aynı segmentte olan bu aracı karşılaştırdım epeyce. Bu aracın ön konsolu oldukça yukarıda geldi bana ve çok kullanışlı bulmadım, camı silmek için sinyal kolunun üzerine tuş gibi birşey yapmışlar açıkcası camı silmek için basılı tutmak pek de kolay gelmedi. Klima orta konsolda bulunuyordu biraz içeride kalmış ve sürüş esnasında dikkati dağıtabilir gibi geldi. Ayrıca araba otomatik vites olduğundanmıdır bilmiyorum benzimi yemedi bildiğiniz içti içti! Bagaj hacmi beklediğimden büyüktü. Yazdıklarımı okuyunca arabayı yerin dibine batırmışım gibi geldi ama gerçekten de kullanımdan sonra da rahatlıkla söyleyebilirim ki Opel Corsa'yı Ford Fiesta'ya tercih ederim. Yaşasın Opel! :)) Bu arada arabayı kiraladığımız firma fiyata dahil ettikleri 50TL'lik benzin sayesinde arabayı alınca benzinlik aramamıza gerek kalmadı. Hizmetten oldukça memnun kaldık.
Bu arada bulunduğumuz bir hafta içerisinde sadece bir gün hava bozuktu onda da yağmur yağdı :( Kendisine nazar dedik ama gezmeyi ihmal etmedik =)
Bu yazımda cep telefonumdan çektiğim bazı resimleri paylaşacağım:
Gezimize Girne turistik limanından başladık.
Bir ara Bella Pais (Beylerbeyi)'nde bulunan Süleyman Paşa köşküne çıktık.
Kıbrıs'a gitmişken okulumu da ziyaret ettim, çok fazla değişiklik olmamış fakat yol üzerinde bulunan kocaman levha dikkatimi çekti.
Aslında resimleri yeni aldığımız makine ile çekmiştim. (Bu arada göbeğime aldanmayın yok öyle birşey!)
Kıbrıs Girne'den görüntülere devam;
Girne limanında bulunan Forsa isimli devasa gemi.(Ben üniversiteyi okuduğum zamanlarda da oradaydı kendisi)
Bir ara baktım düğünde ayağıma basamayan kociş ayağımı tepikliyor =) Valla 4 yıl geçti ama kociş ilk günde takılı kalmış anlaşılan =))))
Değişik poz verelim ozaman dedik =) (Bu arada beyaz olan benimki )
Bir ara Magosa kıyılarında bulduk kendimizi. Bu da günbatımı;
Tamam arkadaşlar itiraf ediyorum denize girdim, yüzdüm, suyun içinde takla attım .
Bunların hepsi çok eğlenceliydi.
İstemeden de bronzlaştım :)
Ve Survivor denizine taş çıkartan denizin kumlarında debelendim.
Ama son bir kaç gün gece yediğim ayazla üşüttüm! Neyseki ucuz atlattım diyeceğim ama midemi fena üşütmüşüm!Akşam eve geldiğimde titriyordum!
Akşam yemeği yedikten sonra kocişle tavla attık.
Geri döneceğimiz gün de vakit doldurmak için epey zarladık :) Özlemişiz tavla oynamayı.
Bu arada resimler de olmayan fakat gidip gezdiğimiz St Hilarion Kalesi ile onun yaklaşık 20km uzağında dağ yamacında bulunan Tank, Çıkartmanın Yapıldığı Plaj, Girne Kalesi, Magosa'da bulunan kale, Kale içindeki müze gibi pek çok yeri gezdik. Bir başka tatil paylaşımında görüşmek dileğiyle öpüyorum sizleri ;)
Son gün gelip çattı ve her tatil gibi bu kısa tatili de bitirip sıcacık yuvamıza geri döndük.
Bu arada hava alanında yaptığım alışverişten bahsedeyim hemen:
Estee Lauder Pleasures (en soldaki parfüm)
Tam bir yaz kokusu
50ml olan parfümün fiyatını hatırlamıyorum maalesef.
Love Chloe (Ortadaki parfüm)
75 ml olan parfüm fiyatı 61Euro
Bu parfümü alış hikayem çok komik aslında =)
Öncelikle Moschino I Love Love isimli parfümü almıştım 26Euro gibi bir şeydi. Elimin üzerine sıktığım parfümün kokusu ekşidikçe ekşidi ve tabiki benim yüzüm buruştukça buruştu. Bu arada bileğime sıktığım Chloe LOVE kokusuna bir yandan vurulmaya başladım. Gelip gidip kokluyorum. Ama deliricem acayip güzel bir pudra ile temizlik saf sabun kokusu kombinasyonu. Uzun süredir ilk defa bir parfüm için gözlerimi pörtllettim. Hemen içimdeki alışveriş cini çıktı ortaya ve gidip değiştirerek ve aradaki fiyat farkını vererek aşık olduğum parfümü aldım. Diğer parfümlere göre fiyatı tuzlu ama değer bence !
Lancome Tonik(En sağda bulunuyor pembiş olan)
Fiyatı 37TL idi. Kuru ciltler içinmiş. İlk defa kullanıcam kendisini.
Aşağıdaki resimde ortada bulunan Clinic Pudra'yı 21Euro'ya aldım. Gayet güzel dağıldı teminde memnun kalırsam kullanmaya devam edebilirim.
Altta fotoğrafta bulunan en soldaki Nivea 50+ yüz için güneş kremini yeni keşfettim. Eski kullandığım Avene çok pahalı gelince yeni arayışlara girdim. Hem uygun hem de yoğurt hissi bırakmayan bir krem arıyordum, şimdilik aradığımı buldum gibi.
En sağdaki krem ise saf temizlik kokusuna sahip zeytinyağlı el kremi ve çanta için ideal boyda.
Herkese iyi günler diliyorum sevgiyle kalın ;)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)